Biyografi

Erzincan’da doğan Nur Esen, Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü Grafik Ana Sanat Dalı, Mürşide İçmeli Atölyesi’nden 1977 yılında mezun oldu.

Onbir yıl devlet memuru olarak çalışan sanatçı, 1988 yılında gittiği ve 3 yıl kaldığı Kopenhag’da -başta Ulrik Hoff atölyesi olmak üzere- çeşitli atölyelerde resim çalışmaları yaptı ve sanat galerileri ile müzelerde inceleme, araştırma yapma fırsatı buldu.

1991 yılında yurda dönen sanatçı, bir süre tekstil alanında desen çalışmaları yaptıktan sonra ilk kişisel sergisini 1994 yılında, ilk heykel sergisini ise 1996 yılında açtı.

Kişisel sergilerinin yanında, resim ve heykel dalında ortak ve karma sergilere de katılan sanatçının eserleri gerek yurt içi gerekse yurt dışında birçok kolleksiyona dahil oldu.

4 yılı Genel Sekreter olmak üzere, 6 yıl süreyle Birleşmiş Ressamlar Derneği’nde yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan Nur Esen, son yıllarda deneyimlerini daha çok kişiyle, özellikle de gençlerle paylaşmak için, farklı şehir ve ülkelerde gerçekleştirilen birçok “”Ressamlar Buluşması” etkinliğine katıldı.

1- Çankaya Çalıştayı 2- BRHD Yönetim Kurulu 3- Amasya Çalıştayı 4- Gaziantep Çalıştayı 5- ÇYDD Ödül Töreni 6- Gençlerle Eğitim Buluşması

Çalışmalarına Ankara’daki atölyesinde devam eden sanatçı, evli ve iki çocukludur.

Nur Esen ayrıca bir dönem çocuklar için öykü ve masallar yazmıştır. Bu eserlerin bazıları dönemin popüler çocuk dergilerinde yayınlanmıştır.

Nur Esen, bir röportajında sanat görüşünü şu şekilde özetlemektedir:

“Güzel sanatlarla uğraşın veya uğraşmayın sanat, bize hayatın her dalında kaliteli yaşam sağlar, farkındalığımızı arttırır, bakmayı değil görmeyi öğretir, ruhumuzu canlandırır, mutluluk verir. Gözlem yapabilme, değerlendirme yeteneğimizi, yaratıcılığımızı geliştirir. Bir ağacı gözlemlemek, bir kuşun uçuşunu izlemek canınızın çok sıkıldığı bir anda sizi gülümsetebilir. Varoluşunuzu hissedersiniz. Umutlarınız hiç kaybolmaz.
Sanat benim için anlık etkilenmelerin dışa vurumudur. Gördüklerimden, dinlediklerimden, okuduklarımdan, izlediklerimden etkilenerek aklımda kalanları yaparım. Bu etkilenme bir gülümseme, duruş, bakış veya renkten olabilir. Ancak hemen tuvale yansımaz. Ben bu etkiyi her yerde ararım. Zaman zaman unuturum da. Bu arayıştan aklımda kalanlar herhangi bir ön çalışma. taslak  yapmadan direkt olarak  tuvalde karşıma çıkar. Sonuç bazen benim için de sürpriz olabilir. 
Eğitimin içinde “sanat” olmazsa  duygusuz toplumlar oluşur. Sanatsız bir toplumun geleceği olmaz. O toplumda ne doğa, ne hayvan ne de insan  sevgisi olur. Öncelikle, sanatçı eserlerini yaratırken hiçbir baskı hissetmemelidir. Sanatçı özgür olmalıdır ki özgün eserler ortaya çıkarabilsin. Çünkü sanatçılar ”yürek işçisi”dir. Özgün bir sanat eserinin ortaya çıkması çok büyük emek ister.”
WordPress Lightbox Plugin
error: İÇERİK KORUMA ALTINDADIR.